بَاب
كَرَاهِيَةِ
الْكَلَامِ
عِنْدَ الْحَاجَةِ
7. Abdest Bozarken
Konuşmanın Mekruh Oluşu
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ بْنِ
مَيْسَرَةَ
حَدَّثَنَا
ابْنُ مَهْدِيٍّ
حَدَّثَنَا
عِكْرِمَةُ
بْنُ
عَمَّارٍ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ أَبِي
كَثِيرٍ عَنْ
هِلَالِ بْنِ
عِيَاضٍ
قَالَ حَدَّثَنِي
أَبُو
سَعِيدٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ لَا
يَخْرُجْ
الرَّجُلَانِ
يَضْرِبَانِ
الْغَائِطَ
كَاشِفَيْنِ
عَنْ عَوْرَتِهِمَا
يَتَحَدَّثَانِ
فَإِنَّ
اللَّهَ
عَزَّ وَجَلَّ
يَمْقُتُ
عَلَى ذَلِكَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد هَذَا
لَمْ
يُسْنِدْهُ
إِلَّا
عِكْرِمَةُ
بْنُ
عَمَّارٍ
Ebû Sa'îd dedi ki: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim: “Konuşarak ve avret
yerleri açık olarak iki kişi birlikte abdest bozmağa çıkmasınlar, çünkü Allah
Teala böyle bir duruma gazab eder.”
Ebu Davud, "bu
hadisi îkrime b. Ammar'dan başka kimse müsned olarak rivayet etfnemiştir” dedi.
Diğer tahric: İbn
Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte iki kişinin avret yerleri
açık iken, yani birbirlerinin avretini görerek konuşmalarının gazab-ı İlahiyi
mucib olduğu beyan ediliyor.
Avret,
açıldığı zaman, fıtrat-i selime sahibi kimsenin utanacağı uzuvlar demektir. Bu
erkeklerde göbekle diz kapağı arasıdır. Hür kadınlarda ise, el ve yüzlerinden
başka bütün bedenidir. Kadının ayaklarında ihtilaf vardır. Cariyelerin avreti
erkeklerinki gibidir. Erkeklerden fazla olarak sırtları ve karınları da
avrettir.
Namazda
ve namaz dışında avret mahallinin örtülmesi farzdır. Ancak yalnız kalındığı
zaman zaruret olmadan açılıp açılamayacağı konusunda ihtilaf vardır.
Bu
hadis-i şerif avret mahallini örtmenin farz, ihtiyaç giderme esnasında
konuşmanın ise, haram oluşuna bir delildir. Çünkü Allah Tealanın gazabı haram
olmayı (veya farz olmayı) gerektirir.
Şevkani,
Neylu'l-evtar'ında şöyle diyor: "Her ne kadar imamu*l-Mehdi
"ğays" isimli eserinde buradaki avret mahalli açıkken konuşmakla
ilgili yasağın haram değil, kerahet-i tahrimiye ifade ettiğini, çünkü bu halde
konuşmanın mekruh olduğuna dair icma bulunduğunu ve bu icma'ın da buradaki
yasağın hükmünü haramlıktan mekruhluğa çevirdiğini söylemişse de bu doğru
değildir. Çünkü Allah'ın azabını veya gazabını mucib olduğu bildirilen
yasaklar, haram ifade ederler. Burada Allah'ın gazabı söz konusu olduğundan,
avret mahalli açık iken konuşmanın haram olması gerekir.”
Bu
mevzuda Menhel müellifi de şu görüşü ileri sürüyor: "Bence buradaki
yasağın keraheti, gerçeği ifade etmekten uzak değildir. Çünkü hadiste zikredilen
gazab-ı ilahi ihtiyaç giderme sırasında konuşma ve avret mahalline bakmakla
ilgilidir. Sadece konuşmakla ilgili değildir. Binaenaleyh, abdest bozma
esnasında avret mahalline bakmadan sadece zaruretsiz konuşmak mekruhtur.
Zaruret halinde, mesela kör'ün tehlikeye düşmesi akreb tehlikesi görülmesi gibi
hallerde konuşmak, tehlikenin büyüklüğüne göre, bazen caiz, bazen da vacip
olur."
Musannif
Ebu Davud hadisin sonuna ilave ettiği "Ebu Davud dedi ki" diye
başlayan sözleriyle bu hadisin zayıf olduğunu söylemek istemiştir. Çünkü İkrime
hadisi bu şekilde müsned olarak rivayette yalnız kalıyor. Şekvani'nin beyanına
göre İklime'nin hadisini Müslim tahric etmiş ve Buhari'nin Yahya'dan gelen
hadisini şahid getirmiştir. Bu bakımdan hadisin sahih olması gerekir. Ancak bu
hadisin ravisi Hilal b. İyaz üzerinde ihtilaf vardır. Bazılarına göre bunun
ismi İyaz b. Hilal olmalıdır. Menhel yazarının açıklamasına göre hadisin sonuna
ilave edilmiş olan ve hadisin zayıflığını ifade eden sözlerin Ebu Davud'a ait
olması mümkün değildir. Bu söz buraya yanlışlıkla katipler tarafından ilave
edilmiş olsa gerektir.