SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 15 >>

بَاب كَرَاهِيَةِ الْكَلَامِ عِنْدَ الْحَاجَةِ

7. Abdest Bozarken Konuşmanın Mekruh Oluşu

 

حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ مَهْدِيٍّ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ عَنْ هِلَالِ بْنِ عِيَاضٍ قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو سَعِيدٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ لَا يَخْرُجْ الرَّجُلَانِ يَضْرِبَانِ الْغَائِطَ كَاشِفَيْنِ عَنْ عَوْرَتِهِمَا يَتَحَدَّثَانِ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَمْقُتُ عَلَى ذَلِكَ قَالَ أَبُو دَاوُد هَذَا لَمْ يُسْنِدْهُ إِلَّا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ

 

Ebû Sa'îd dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim: “Konuşarak ve avret yerleri açık olarak iki kişi birlikte abdest bozmağa çıkmasınlar, çünkü Allah Teala böyle bir duruma gazab eder.”

 

Ebu Davud, "bu hadisi îkrime b. Ammar'dan başka kimse müsned olarak rivayet etfnemiştir” dedi.

 

 

Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerifte iki kişinin avret yerleri açık iken, yani birbirlerinin avretini görerek konuşmalarının gazab-ı İlahiyi mucib olduğu beyan ediliyor.

 

Avret, açıldığı zaman, fıtrat-i selime sahibi kimsenin utanacağı uzuvlar demektir. Bu erkeklerde göbekle diz kapağı arasıdır. Hür kadınlarda ise, el ve yüzlerinden başka bütün bedenidir. Kadının ayaklarında ihtilaf vardır. Cariyelerin avreti erkeklerinki gibidir. Erkeklerden fazla olarak sırtları ve karınları da avrettir.

 

Namazda ve namaz dışında avret mahallinin örtülmesi farzdır. Ancak yalnız kalındığı zaman zaruret olmadan açılıp açılamayacağı konusunda ihtilaf vardır.

 

Bu hadis-i şerif avret mahallini örtmenin farz, ihtiyaç giderme esnasında konuşmanın ise, haram oluşuna bir delildir. Çünkü Allah Tealanın gazabı haram olmayı (veya farz olmayı) gerektirir.

 

Şevkani, Neylu'l-evtar'ında şöyle diyor: "Her ne kadar imamu*l-Mehdi "ğays" isimli eserinde buradaki avret mahalli açıkken konuşmakla ilgili yasağın haram değil, kerahet-i tahrimiye ifade ettiğini, çünkü bu halde konuşmanın mekruh olduğuna dair icma bulunduğunu ve bu icma'ın da buradaki yasağın hükmünü haramlıktan mekruhluğa çevirdiğini söylemişse de bu doğru değildir. Çünkü Allah'ın azabını veya gazabını mucib olduğu bildirilen yasaklar, haram ifade ederler. Burada Allah'ın gazabı söz konusu olduğundan, avret mahalli açık iken konuşmanın haram olması gerekir.”

 

Bu mevzuda Menhel müellifi de şu görüşü ileri sürüyor: "Bence buradaki yasağın keraheti, gerçeği ifade etmekten uzak değildir. Çünkü hadiste zikredilen gazab-ı ilahi ihtiyaç giderme sırasında konuşma ve avret mahalline bakmakla ilgilidir. Sadece konuşmakla ilgili değildir. Binaenaleyh, abdest bozma esnasında avret mahalline bakmadan sadece zaruretsiz konuşmak mekruhtur. Zaruret halinde, mesela kör'ün tehlikeye düşmesi akreb tehlikesi görülmesi gibi hallerde konuşmak, tehlikenin büyüklüğüne göre, bazen caiz, bazen da vacip olur."

 

Musannif Ebu Davud hadisin sonuna ilave ettiği "Ebu Davud dedi ki" diye başlayan sözleriyle bu hadisin zayıf olduğunu söylemek istemiştir. Çünkü İkrime hadisi bu şekilde müsned olarak rivayette yalnız kalıyor. Şekvani'nin beyanına göre İklime'nin hadisini Müslim tahric etmiş ve Buhari'nin Yahya'dan gelen hadisini şahid getirmiştir. Bu bakımdan hadisin sahih olması gerekir. Ancak bu hadisin ravisi Hilal b. İyaz üzerinde ihtilaf vardır. Bazılarına göre bunun ismi İyaz b. Hilal olmalıdır. Menhel yazarının açıklamasına göre hadisin sonuna ilave edilmiş olan ve hadisin zayıflığını ifade eden sözlerin Ebu Davud'a ait olması mümkün değildir. Bu söz buraya yanlışlıkla katipler tarafından ilave edilmiş olsa gerektir.